03.02.2015 – Ara eleman açığı kapatılabilir mi?

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Ara eleman açığı kapatılabilir mi?


Türkiye’de okul ve sanayi arasındaki ilişki güçlü değil. Mevcut işbirliği mekanizmaları daha çok geleneksel yöntemlere dayanıyor. Bu yüzden, özellikle mesleki eğitim alanında ciddi bir nitelikli ara eleman açığı söz konusu. Eğitim sisteminden umduğunu bulamayan çok sayıda firma, kendi reçetesini yazıyor ve kendi mesleki eğitimini kendisi veriyor, yani kendi okullarını açıyor. Başbakan Davutoğlu tarafından üst üste açıklanan yapısal dönüşüm programları arasında “Temel ve Mesleki Becerileri Geliştirme Programı Eylem Planı” da var.

Bu programın temel hedefleri var. Bunlar; eğitim kademelerinde temel becerilerin ağırlığının artırılması, temel becerileri kazandıran hayat boyu öğrenme programlarının geliştirilmesi, işgücü piyasası ile eğitim sistemi arasındaki bağın güçlendirilmesi ve istihdamda ve eğitimde olmayan gençlerin sayısının azaltılması. Bu sonuncu husus, genç nesil açısından en az işsizlik kadar önemli olan bir başka probleme işaret ediyor. Ne istihdamda ne de eğitimde yer almayan gençlerin oranı, ekonomik krizin başından bu yana pek çok ülkede yükseliş eğilimini sürdürüyor.

 

Gösterge alarm veriyor

OECD verilerine göre; Türkiye’de herhangi bir eğitim ya da mesleki eğitim programına kayıtlı olmayan veya istihdamda yer almayan gençlerin oranı oldukça yüksek. Türkiye’de 15-19 ve 20-24 yaş gruplarında istihdamda ve eğitimde yer almayan gençlerin oranı 2013 itibariyle sırasıyla yüzde 22.8 ve yüzde 30.9.

Başbakan’ın açıkladığı planın metninde paylaşılan bazı göstergeler, Türkiye işgücü piyasasında eğitim – istihdam ilişkisinin alarm verdiğini gösteriyor. Örneğin; Kalkınma Bakanlığının verilerine göre; her iki çalışandan birisi hâlihazırda beceri düzeyine uygun olmayan işlerde çalışıyor. Türkiye’de çalışanların neredeyse yüzde 50’sinin yaptıkları işlerle mevcut becerileri arasında uyumsuzluk var. Eylem Planı aşağıdaki tabloyu vermekle beraber, planda sayılan hedeflerin sağlanması durumunda yaptığı işle uyumlu nitelikli personel oranının 2018 yılında yüzde 52’ye çıkacağı öngörülüyor.

 

Başarıya ulaşmak için

Türkiye’de her 10 genç işsizden ikisi, işsizlikle uzun süredir boğuşuyor. Dahası, TÜİK’in hane halkı işgücü anketi Ekim ayı sonuçlarına göre; mesleki teknik eğitim mezunları arasındaki işsizlik oranı (yüzde 11.3), genel lise mezunlarından (yüzde 11.7) hiç de farklı değil. Yani, meslek lisesi mezunları, daha istihdam edilebilir olmalarını sağlayan mesleki beceriler kazandıkları halde, mesleki eğitim almamış olanlarla aynı işsizlik riskini taşıyorlar.

Bu konuda alınmış bir dizi önlemin işe yaraması ve işgücü piyasasının yapısal problemlerinin daha fazla baş ağrıtmaması için eğitim sistemi ve özel sektör arasında ciddi bir işbirliğine ihtiyaç var.

Eğer, Başbakan’ın açıkladığı eylem planı başarılı olursa ve eğitim kurumları ile iş dünyası bir araya getirilebilirse, hem sanayicinin istediği nitelikte işgücü yetiştirilmesi sağlanacak, hem de mezun öğrenciler daha kolay iş bulacak. Eğitim kurumlarının “ben müfredata bakarım, sonuç beni ilgilendirmez” dememesi ve mezunlarının istihdam edilebilirliğini artıracak yeni projeler üretmesi gerekiyor. Aksi halde, her zaman ifade ettiğimiz gibi, ülkemizde genç nüfus potansiyelinden etkin şekilde yararlanılamayacak.





Milliyet Gazetesi – 03.02.2015

Görüntülenme Sayısı