Madende üretim zorlaması bitiyor
Madenler-deki çalışma koşulları ve arka arkaya yaşanan iş kazaları nedeniyle ciddi önlemlerin alınması konusunda fikir birliği oluşmuştu. Fakat Soma sonrasındaki gibi bir durumun yaşanmaması için bu kez işverenleri de içine alan ve Ermenek’te gördüğümüz gibi işçilere yeni haklar getirirken çalışma koşullarını daha da kötüye götürmeyen bir yapı oluşturulması şart. Başbakan’ın açıklamalarından bu kez çok daha kapsamlı ve ciddi bir çalışmanın hazırlandığı görülüyor. Madenlerdeki çalışma biçiminin dönüşümünün sağlanması, kazaları önemli ölçüde azaltacaktır. Fakat şunu da ifade etmek gerekir ki, bütün madenlerdeki çalışmaların durdurularak üretim süreçlerinin teknolojik uyumunun denetlenmesi gibi daha radikal adımlar henüz atılmadı. Bu konuda çok daha kararlı bir yaklaşım benimsenebilirdi.
Başbakan’ın açıkladığı paketin en önemli noktası rödovansın kaldırılması. Madenlerde üretim zorlamasına neden olan ve bu açıdan neredeyse işverenleri iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almamaya iten rödovansın kaldırılması çok önemli. Özel sektörde rödovans tamamen kaldırılıyor. Kamuda ise rödovans devam ediyor fakat bütünüyle başka bir işverene devredilmesi sistemi terk ediliyor. Kamuda da özel sektördeki gibi bütünüyle rödovansın kaldırılması yerinde olacaktır. Özellikle işçi sendikalarının, konuyla ilgili detaylar şekillenirken inisiyatif almaları ve rödovansın kamuda da kaldırılması için baskı oluşturmaları gerekiyor.
Diğer yandan işverenlerin dikkatini, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine çekmek için çok ciddi bir adım atılıyor ve ölümlü iş kazası yaşanan işyerinin işverenine 2 yıl kamu ihalesinden men edilme cezası getiriliyor. Bu düzenleme iş kazalarının çok yoğun yaşandığı ve genellikle ölümle sonuçlandığı inşaat sektöründeki işverenler için çok kritik. İnşaat sektöründe kamu ihalesi almak şirketin devamlılığını sağlamak açısından oldukça önemli. Bu nedenle, ölümlü iş kazası yaşanmaması için çaba sarf etmek çok önemli hale gelecektir. Diğer yandan, mutlaka işverenlerin ölümlü iş kazalarını gizlemelerini önleyici mekanizmaların da geliştirilmesi gerekiyor. Bu konuda işverenlerin illegal yollara sapmasının engellenmesi gerekiyor, aksi taktirde işverenleri cezalandıralım derken işçilerin haklarının gasp edilmesi söz konusu olacaktır.
İş güvenliği konusunda zihniyet değişimi olarak ifade edilebilecek bir düzenleme de, işyerinde kaza yaşanmayan işverenin işsizlik sigortası primini eksik ödemesi. Bu düzenleme, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini layığıyla alan ve bunun maliyetlerine katlanan işverenlerin yüzünü güldürecektir. Böylece, işverenler söz konusu maliyetler nedeniyle piyasada kaybettikleri rekabet gücünü elde edebilecektir. Ayrıca, bu işverenlerin “nasıl olsa denetim gelmez” düşüncesindeki diğer işverenlerle farklı değerlendirilmeleri de sağlanmış olacaktır. Ancak, iş kazalarının bildirilmesinin net bir şekilde olmasını sağlayacak düzenlemelere de ihtiyaç olduğu gözden kaçırılmamalı. Ölümlü iş kazası meydana gelen işyerinde işsizlik sigortası priminin daha yüksek orandan ödenmesi, bu anlamda işverenler açısından iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini daha kıymetli hale getirecektir.
Davutoğlu’nun açıkladığı pakette madenlerdeki çalışma koşullarına ilişkin dönüşümler söz konusu. Madenlerde iki çıkışın bulunması zorunluluğu, maden sahalarının denetiminin bağımsız kuruluşlar tarafından sağlanması, maden şirketlerinin geçiş sürecinde çalışanlara hayat sigortası yapması zorunluluğu gibi pek çok husus madencilerin can güvenliğini ve çalışma koşullarını iyileştirecektir. Fakat bütün bu düzenlemeler oluşturulurken işveren kanadı da görüşmelerin içinde olmalı ve bu uygulamaların potansiyel yansımaları konusunda özellikle işveren sendikalarından da görüş alınmalıdır. Bu sayede alınacak radikal tedbirlerin olumlu sonuçlar doğurması söz konusu olacaktır.
Milliyet Gazetesi – 13.11.2014