Camdan evde oturanlar ve atılan taşlar
|Hürriyet Gazetesi| |07.07.2011|
GEORGE Ner-bert’in “Camdan evde oturanlar başkalarına taş atmamalıdırlar” diye güzel bir sözü var.
Futboldaki son tartışmalar üzerine, bu sözü hatırladım. Camdan evde oturan ne kadar çok kişi varmış; kulüpler, yöneticiler, teknik direktörler, antrenörler, futbolcular,menajerler, iş adamları, basın mensupları, federasyon yetkilisi… Her gün yeni isimler ortaya çıkıyor. Önümüzdeki günlerde, camdan evde oturan başka kişiler ve kulüpler de ortaya çıkabilir. Şu aşamada,hukuken kesinleşmiş hiçbir şey yok. Verilecek karar ligden düşme olursa, bu uygulama taraf olan çok sayıda kulübü de kapsayabilir.
OLAYIN HUKUKİ BOYUTU
Öncelikle şunu belirtmekte yarar var. Yürütülen şike soruşturmasında “gizlilik kararı” alınmış durumda. “Bunasıl gizlilik, haberler havada uçuyor” diyebilirsiniz. Bu bilgilerin basına aktarılması ve “ölçüsüz” haber yapılması suç kapsamına giriyor. Basın Kanunu’nun bununla ilgili 19. maddesinde yer alan “yargıyı etkileme” suçu şu şekilde; “Hazırlık soruşturmasının başlamasından takipsizlik kararı verilmesine veya kamu davasının açılmasına kadar geçen süre içerisinde, Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme işlemlerinin ve soruşturma ile ilgili diğer belgelerin içeriğini yayımlayan kimse ağır para cezasıyla cezalandırılır.” Bir diğer düzenleme ise Türk Ceza Kanunu’nun 285. maddesinde yer alan “gizliliğin ihlali” suçu. Bu hükme göre, soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişiler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabiliyor. Bu suçun basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yüzde 50 oranında artırılıyor. Haberi yapan gazeteciler kadar, habere konu gizli bilgileri sızdıranlar da suç işliyorlar. Bunlar açısından da TCK madde 258’de yer alan ve bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngören “göreve ilişkin sırrın açıklanması” suçu oluşuyor.
ŞİKENİN VERGİSİ DE VAR
Şike olayı nedeniyle alınan paralar, gelir vergisine tabi. Bu nedenle, söz konusu paralar alanlarca beyan edilmediği takdirde, vergi ve ceza da kesilecek. Ayrıca 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun yönünden yapılan soruşturma sonucu, suç geliri olan paraya el koyma ve ayrıca ceza uygulanması da söz konusu..
Farklı bir hovardalık
YILLARDIR izliyoruz. Özellikle büyük kulüpler milyonlarca Euro ya da doları, hovardaca çar-çur ediyorlar.Yabancı futbolcular, kulübüne yüklü transfer ücreti ve kendisine de 3-4 yıllık garanti para karşılığı anlaşma yapıyorlar. Çoğu doğru dürüst top oynamıyor. Ardından, göndermek için üste para veriliyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri de futbolla ilgili çok özel yasalar. – Yabancı ülkelerde, futbolculara ayrıcalıklı bir uygulama yapılmıyor. Aldıkları milyonlarca Euro üzerinden, yüzde40-50 civarında vergi ödüyorlar. Türkiye’de ise vergi oranı yüzde 15. Alt liglerde oran yüzde 10’a ve 5’e düşüyor. – Yabancı ülkelerde, vergi ve sigorta primi borcunu ödemeyen kulüplere, “özel bir kolaylık” sağlanmıyor.Türkiye’de ise sık sık çıkartılan aflarla, birikmiş faizlerin büyük kısmı siliniyor. Esnafa, tüccara, şirketlere “borcunu bir-iki yılda öde” denilirken futbol kulüplerine 120 ay, 84 ay gibi vadeler tanınıyor. – Bitmedi… Sponsorluk ödemelerinin önemli bir kısmı gider yazılabiliyor. Kulüpler; Digiturk yayın geliri, maç hasılatı, kombine bilet ve loca gelirleri, reklam gelirleri vs. kurumlar vergisinden muaf tutuluyor. Belgesiz harcamaları ve sahte belge kullanmayı alışkanlık haline getiren kulüpler, yeterince denetlenmiyor. Özetle, devletin yasalarla sağladığı kolaylıklar, milyonlarca euronun hovardaca harcanmasına ve şımarıklığa neden oluyor. Sadece “şike” olayı değil, yasaların neden olduğu bu şımarıklık ve hovardalık da tartışılmalı…
|
|