Yazar: Fahrettin YÜKSEK*
I- GİRİŞ
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi
statüde çalışan personelin kendi özel meslek Kanunlarının da müsaade ettiği
derecede memuriyetinin gerektirdiği yükümlülükleri aksatmamak, görevini kötüye
kullanıp istismar etmeyecek, memuriyetinin güven ve itibarını zedelemeyecek
işleri yapması mümkün olup günümüzde birçok devlet memuru asli görevinin
yanında mesai saatleri dışında ek iş yapmaktadır. Konu 657 Sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun yanında 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu’nu da yakından ilgilendirmekte yine memurdan ayrı olarak
memuru çalıştıran işveren yönünden de önem arz etmektedir. Zira son zamanlarda
sosyal güvenlik hayatı kapsamında yapılan denetimlerde mesai saatleri dışında
bilhassa özel eğitim kurumları başta olmak üzere özel sektör işyerlerinde
çalışırken denk gelinen ve tutanak altına alınan bu çalışanlar için ne tür
işlem tesis edileceği işverenlerin ve muhasebe meslek mensuplarının çok fazla
bilgisi dahilinde olmayan bir husustur. Makalemizde konuya ilişkin
değerlendirmelere yer vermeye çalışılacaktır.
II- YASAL MEVZUAT VE KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ
657 Sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma
yasağı altında yer alan 28. maddede “Memurlar Türk Ticaret Kanunu’na göre
(Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz,
ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari
vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak
olamazlar (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen
alacakları görevler hariç). Memurlar,
mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro,
muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel
kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir
iş yerinde veya vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışamaz…” hükmü ile
yine “..Memurların
üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla veya Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin
kurulları üyelikleri ile özel Kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın
dışındadır…” hükmü sıralanmış olup aynı Kanun’un disiplin cezalarının
çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller başlığı altında yer alan 125. maddesinde
kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller
içinde “..Ticaret yapmak veya devlet
memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak…”
fiiline de yer verilmiştir.
657 Sayılı
Kanunda bahsi geçen “özel Kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın dışındadır”
hükmü gereği bazı Kurum ve Kuruluşların kendi özel Kanunları gereği memurlara çalışma yasağı istisnası getirilmiş
olup bunun en yaygın örneği eğitimciler
özelinde söz konusu olup çalıştıkları 14.02.2007 tarih 26434 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu’nun kurumlarda
çalıştırılacak personel başlıklı 8.
maddesinde “İhtiyaç halinde, resmî okullarda
görevli öğretmenlere asıl görevlerini aksatmamak ve aylık karşılığı okutmakla
yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısını doldurmaları kaydı ve
çalıştıkları kurumların izni ile sadece okullarda, aylık karşılığı okutmakla
yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısının yarısı kadar ücretli ders
verilebilir…” ile “.. Uzman öğretici, usta öğretici ve
öğretmenlik yapma nitelik ve şartlarını taşıyan diğer devlet memurlarına,
ilgili birimlerin izniyle haftada on saati geçmemek üzere ücretli ders görevi
verilebilir…” hükümleri gereği şartları taşıyan devlet memurlarına
kurumlarının izniyle özel öğretim kurumlarında haftada 10 saati geçmemek üzere
ders görevi verilebilmesi mümkün bulunmaktadır.
5510 sayılı Kanun’un Sigortalılık hallerinin
birleşmesi başlıklı 53. maddesinde “Sigortalının
4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık
statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi
olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık
statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır”
hükmü amirdir.
Bu aşamaya kadar her şey net ve normal işlerken özel eğitim kurumunda ders veren devlet memuru statüsündeki çalışanlar bu işyerlerinde yapılan denetimlere takılmakta olup sosyal güvenlik açısından ne yapılması gerektiği hususunda kafa karışıklıkları baş göstermektedir. Bazı özel eğitim kurumu işletmecil…