Özel Sektörde Çalışırken SGK Denetimine Takılan Devlet Memurunun Durumu (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Fahrettin YÜKSEK*

E-Yaklaşım / Mart 2022 / Sayı: 351

I- GİRİŞ

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi statüde çalışan personelin kendi özel meslek Kanunlarının da müsaade ettiği derecede memuriyetinin gerektirdiği yükümlülükleri aksatmamak, görevini kötüye kullanıp istismar etmeyecek, memuriyetinin güven ve itibarını zedelemeyecek işleri yapması mümkün olup günümüzde birçok devlet memuru asli görevinin yanında mesai saatleri dışında ek iş yapmaktadır. Konu 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun yanında 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nu da yakından ilgilendirmekte yine memurdan ayrı olarak memuru çalıştıran işveren yönünden de önem arz etmektedir. Zira son zamanlarda sosyal güvenlik hayatı kapsamında yapılan denetimlerde mesai saatleri dışında bilhassa özel eğitim kurumları başta olmak üzere özel sektör işyerlerinde çalışırken denk gelinen ve tutanak altına alınan bu çalışanlar için ne tür işlem tesis edileceği işverenlerin ve muhasebe meslek mensuplarının çok fazla bilgisi dahilinde olmayan bir husustur. Makalemizde konuya ilişkin değerlendirmelere yer vermeye çalışılacaktır. 

II- YASAL MEVZUAT VE KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı altında yer alan 28. maddede “Memurlar Türk Ticaret Kanunu’na göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç).  Memurlar, mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir iş yerinde veya vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışamaz…” hükmü ile yine “..Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri ile özel Kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın dışındadır…” hükmü sıralanmış olup aynı Kanun’un disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller başlığı altında yer alan 125. maddesinde kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller içinde  “..Ticaret yapmak veya devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak…” fiiline de yer verilmiştir.

657 Sayılı Kanunda bahsi geçen “özel Kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın dışındadır” hükmü gereği bazı Kurum ve Kuruluşların kendi özel Kanunları gereği  memurlara çalışma yasağı istisnası getirilmiş olup bunun en yaygın örneği  eğitimciler özelinde söz konusu olup çalıştıkları 14.02.2007 tarih 26434 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu’nun kurumlarda çalıştırılacak personel  başlıklı 8. maddesinde  “İhtiyaç halinde, resmî okullarda görevli öğretmenlere asıl görevlerini aksatmamak ve aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısını doldurmaları kaydı ve çalıştıkları kurumların izni ile sadece okullarda, aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısının yarısı kadar ücretli ders verilebilir…” ile “.. Uzman öğretici, usta öğretici ve öğretmenlik yapma nitelik ve şartlarını taşıyan diğer devlet memurlarına, ilgili birimlerin izniyle haftada on saati geçmemek üzere ücretli ders görevi verilebilir…” hükümleri gereği şartları taşıyan devlet memurlarına kurumlarının izniyle özel öğretim kurumlarında haftada 10 saati geçmemek üzere ders görevi verilebilmesi mümkün bulunmaktadır.

5510 sayılı Kanun’un Sigortalılık hallerinin birleşmesi  başlıklı 53. maddesinde Sigortalının 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır hükmü amirdir.

Bu aşamaya kadar her şey net ve normal işlerken özel eğitim kurumunda ders veren devlet memuru statüsündeki çalışanlar bu işyerlerinde yapılan denetimlere takılmakta olup sosyal güvenlik açısından ne yapılması gerektiği hususunda kafa karışıklıkları baş göstermektedir. Bazı özel eğitim kurumu işletmecil…

Görüntülenme Sayısı