7420 Sayılı Kanunla Getirilen Sermayenin Azaltılmasına İlişkin Vergilendirme Hükümlerinin, 6102 Sayılı TTK’nın Esas Sermayenin Azaltılmasına İlişkin Hükümleri Karşısında Değerlendirilmesi-II (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Ferhat FAHRAN*

E-Yaklaşım / Şubat 2023 / Sayı: 362

II- DEĞERLENDİRMELERİMİZ VE ÖRNEK OLAYLAR

Yazımızın I/A bölümünde ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere, TTK’da sermaye azaltmasının genel hükümleri dışında, istisnası sayılabilecek hükümler mevcuttur. Ancak, Vergi Mevzuatına 7420 Sayılı Kanunla KVK’ya getirilen sermaye azaltması düzenlemesi, TTK’da genel hükümlerin istisnası sayılabilecek yukarıda bahsi geçebilen düzenlemeleri karşılayabilecek durumda değildir. Bu değerlendirmelerimize esas teşkil etmek üzere, aşağıdaki TTK hükümlerini örnek olarak verebiliriz.

A- LİMİTED ŞİRKETLERDE AYRILMA AKÇESİ VE ÖDENMESİ

Bilindiği üzere, TTK’nın 641 ve 642. maddeleri, Limited Şirketten ayrılan ortakla ilişkili yasal düzenlemelerdir. 641. maddesi, limited şirketten ayrılan ortağın, esas sermaye payının gerçek bedeline uyan rayiç bedelini isteme hakkına sahip olduğuna ilişkin bir emredici hükümdür. Öte yandan 642. maddesi ise, “Ödeme” başlığı altında bir düzenleme olup, Maddede yazılı hallerde bu hakkın muaccel olacağını göstermektedir. Bu hallerden, 1. fıkranın (c) bendinde; “ esas sermaye, ilgili hükümlere göre azaltılmışsa” ifadesi yer almaktadır.

Maddedeki bu ifade ile TTK’daki sermaye azaltmasına ilişkin genel hükümleri kastedilmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, Limited şirketlerde esas sermayenin azaltması TTK’nın 592. maddesinde düzenlenmiş olup, bu düzenlemede, Limited şirketlerde sermaye azaltmasında, A.Ş’lere ilişkin 473. maddenin kıyas yoluyla uygulanacağı belirtilmiştir. Yine yukarıda belirttiğimiz üzere, Limited şirketlere de kıyas yoluyla uygulanacak 473. maddesinde, 6 bent halinde sermayenin azaltmasına ilişkin şartları belirtilmektedir.

Olayımızın değerlendirilmesindeki amaç, TTK’daki şartlarına uygun olarak yerine getirilmiş sermaye azaltması ile vergi mevzuatındaki sermaye azaltmasının karşılaştırılarak, uyumu ortaya koymaktır. Bu nedenle, ayrılma akçesinin ödenebilir hallerinden biri olan sermaye azaltması şartlarının genel hükümlere uygun olarak yerine getirildiği varsayılacaktır. Nitekim, madde bendinin gerekçesinde; ayrılma akçesinin kanun hükümlerine uyularak azaltılmışsa, ayrılma akçesinin muaccel olacağı belirtilmiştir.

“Ayrılma akçesi” eski TTK’da düzenlenmemiştir. Yeni TTK’ya getirilmiş bir hükümdür. Kanun’un gerekçesinde özet olarak; Bu konudaki yasal boşluğun doldurulduğunu, hem de adalete uygun bir çözüm getirildiğini belirtilmiş, Yasanın temel kuralının ayrılan ortağın esas sermaye payının gerçek değerine uyan rayiç bedelin ödenmesi olduğu vurgulanmıştır. Ancak, yasada gerçek değerin ne olduğu belirtilmemiştir. Gerekçede de bu değerin ne olduğu açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, bu ibarenin yorumunun ilgili öğretiler ve yargı kararları ile oluşturulacağı belirtilmiştir. Ancak, ibarenin en azından, “Bilanço Değerini” ifade etmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

Ayrılma akçesi ile ilgili bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, ortağın şirketten ayrılması halinde, Kanunun emredici hükmüne göre, ortağın esas sermaye payının gerçek bedeline uyan rayiç bedelinin ödenmesi gerekmektedir. Bu demektir ki; esas sermaye payının rayiç bedeli karşılığı ister nakden olsun, ister borçlarının mahsubu şeklinde olsun her halükarda ortağa ödenmek zorundadır. Diğer bir deyişle, en azından ortağın sermaye payının itibari değeri + iptal edilen hisse senedi primleri karşılığı ortağa ödenecektir.

Görüntülenme Sayısı