Dış Ticarette CKD Uygulaması ve Sağladığı Avantajlar

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Yiğit YILDIZ*

E-Yaklaşım / Mayıs  2023 / Sayı: 365

I- GİRİŞ

1980’li yıllar itibariyle tüm dünyayı etkisi altına alan Neo-Liberal İktisadi Düşünce, dünya ekonomilerinde dönüşümü başlatmıştır. Özellikle küreselleşme olgusuyla birlikte, ülkeler arasındaki ticaretin serbestleşmesini ve ticaretin önündeki çeşitli engellerin kaldırılmasını öne sürmüştür.

İlgili dönemde birçok bilim insanı tarafından yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda ise özellikle gelişmekte olan ülkelerin serbest dış ticaretten zararlı çıkacağına yönelik bulgulara ulaşılmıştır. Bilindiği üzere gelişmekte olan ülkeler, ekonomik, hukuki ve siyasal açıdan yapısal dönüşümünü tamamlayamamış, sermaye faktörünün kıt olduğu ülkelerdir.

Gelişmekte olan ülkelerin, sınırlarını bütünüyle dış ticarete açması ise şüphesiz bu ülkelerin ekonomik işleyişine zarar verebilecektir. Bu doğrultuda, Gümrük Vergisi söz konusu ülkeler grubunun sıklıkla başvurduğu bir politika aracıdır. Gümrük Vergisi, günümüzde ülke hazinelerine gelir sağlamak amacıyla uygulanmaktan ziyade, vergilemenin ekstra fiskal gayelerini sağlamak amacıyla başvurulmaktadır. Diğer bir söylemle, Gümrük Vergisi uygulamalarına başvurmadaki ana amaç, hazineye gelir sağlamak değildir. Bir ülkenin benimsediği kalkınma stratejisi doğrultusunda dışsatıma konu ettiği mal ve hizmetleri üreten sektörleri ve işletmeleri korumaktır.

Gümrük Vergisi, sahip olduğu bu özellik nedeniyle bir ülkenin sınırlarının kutsallığını koruyan bir maliye politikası aracıdır. Bir ülkenin ne derece bağımsız olduğunun bir göstergesidir. Gümrük Vergisi, tarihsel süreçte geçirdiği evrim nedeniyle günümüzde çağdaş ekonomilerinde, toplam kamu gelirleri içerisinde hacimce çok küçük bir alanı kaplamaktadır.

Gümrük Vergisi, kimi zaman bir iktisadi teşvik aracı, kimi zaman ise büyük bir maliyet kalemi haline dönüşebilmektedir. Mali idare, yurt içinde üretilmeyen, bir mal veya hizmet grubuna olan artan talebi frenlemek adına, gümrük vergisi uygulamalarıyla söz konusu ürünlerin maliyetini arttırmaktadır. Bunun aksine, politika yapıcılar yurt içinde dışsatıma yönelik olarak katma değer yaratan sektörlerde girdi olarak kullanılan bir mal veya hizmet grubunun gümrük yükümlülüklerinde iyileştirmeler yapmak suretiyle teşvik edici bir politika da güdülebilmektedirler.

Gelişmekte olan ülkeler liginde yer alan Türkiye, süreğen ödemeler dengesi açığı vermektedir. Bu açığın oluşumunda ise cari işlemler hesabının yadsınamayacak kadar önemli bir katkısı bulunmaktadır. Bu noktada, ekonomi yönetimi Gümrük Vergisi aracını, içinde bulunulan ekonomik konjonktüre göre gerek teşvik edici gerekse de caydırıcı bir şekilde kullanmaktadır.

Ülkemizde başvurulan teşvik edici gümrük uygulamalarında birisi ise CKD (Complete Knock-Down) Türkçeye ise “tamamıyla demonte” olarak çevrilen uygulamadır. CKD kısaca, monte edilmemiş parçalardan müteşekkil ve farklı bir ülkede montajı yapılmak üzere dış ticarete konu olan makine veya teçhizat

Görüntülenme Sayısı