Yaklaşım Logo

DANIŞTAY KARARLARI

MevzuautTR Reklam

Danıştay 4. Daire

Tarih : 16.01.2023

Esas No : 2019/9666

Karar No : 2023/175

6183 s. AATUHK Md. 58

İADE MAHSUP TALEBİNE BAĞLI “BORCUM YOKTUR” İTİRAZI

İade mahsup talebi üzerine yapılan inceleme neticesinde davacının mal ve hizmet alımında bulunduğu mükellefler hakkındaki tespitler incelenerek “borcum yoktur” itirazı kapsamında dava konusu ödeme emri içeriği borçların mahsup edilmesine ilişkin alacağı bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılarak karar verilmesi gerektiği hk.

İstemin Konusu: İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesinin 19.09.2019 tarih ve E:2019/1186, K:2019/2275 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Dava Konusu İstem: Davacı tarafından, adına düzenlenen 25.10.2018 tarih ve 2 sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İstanbul 13. Vergi Mahkemesince verilen 19.02.2019 tarih ve E:2018/2059, K:2019/340 sayılı kararda; dava konusu ödeme emrinin 2018/3, 4, 5, 6, 7 ve 8 dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ve damga vergilerine ilişkin kısmı bakımından; davacının mahsup talebinin yerine getirilip getirilemeyeceği konusunda ayrıca bir karar alınıp davacıya tebliğ edilmeksizin mahsuba konu borçların vadesinde ödenmediğinden bahisle doğrudan düzenlenen ödeme emrinin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu ödeme emrinin 2018/2 dönemi için kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmı bakımından; olayda, hiç düzenlenmeyen, eksik veya hatalı düzenlenen bir fatura değil, genel tebliğle getirilen elektronik fatura düzenleme zorunluluğuna uyulmayıp, kağıt fatura düzenlenmesi nedeniyle ceza kesildiğinden, anılan hukuka aykırılık “borcum yoktur” kapsamında görülerek, dava konusu ödeme emrinin özel usulsüzlük cezasına ilişkin bu kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu ödeme emrinin 2018/2 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmı bakımından; söz konusu kısmın ödendiği, bu kısım bakımından davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının dava konusu ödeme emrinin 2018/3, 4, 5, 6, 7 ve 8 dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ve damga vergilerine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek İstinaf başvurusunun bu kısımlar yönünden reddine, dava konusu ödeme emrinin 2018/2 dönemi özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmı yönünden ise; söz konusu özel usulsüzlük cezasının dayanağı vergi ceza ihbarnamelerinin davacı şirketin elektronik tebligat adresine 10.07.2018 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilip, itiraz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, tarhiyat aşamasında ileri sürülebilecek iddiaların ödeme emri aşamasında “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu ödeme emrinin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Temyiz Edenin İddiaları: Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Karşı Tarafın Savunması: Cevap verilmemiştir.

Karar: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun “bir ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı, kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığını ileri sürerek 15 gün içerisinde vergi mahkemesinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emri içeriği 2018/3, 4, 5, 6, 7, 8 dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ve damga vergilerinin davacının kendi beyanlarına istinaden tahakkuk ettirildiği, 23.04.2018 tarihinde bu borçların mahsuben ödenmesi talebiyle başvuruda bulunulduğu, davalı idarece mahsup talebine ilişkin olarak 30.05.2018, 16.07.2018, 22.10.2018 ve 22.11.2018 tarihli eksiklik yazıları gönderildiği, bu yazılara 08.11.2018 tarihinde davacı tarafından cevap verildiği, 28.11.2018 tarihinde iade mahsup talepleri ile ilgili olarak davalı idarece vergi incelemesi talebinde bulunulduğu, 25.10.2018 tarihinde ise dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.

Olayda, 03.11.2022 tarihinde yapılan ara kararıyla davalı idareye, davacının katma değer vergisi iadesi istemiyle yaptığı başvurusu üzerine 28.11.2018 tarihli yazı ile mal ve hizmet alımlarının tamamını gerçekleştirdiği … Madencilik Metal San. Tic. AŞ hakkında olumsuz tespitler bulunduğu, bu nedenle mükellefin incelemeye sevk edildiği belirtildiğinden, söz konusu incelemenin neticelenip neticelenmediği, neticelendi ise raporun bir suretinin istenilmesine ve hazırlanan rapora göre davacının talebi hakkında işlem yapılıp yapılmadığı hususlarının sorulduğu, ara karara cevap olarak davalı idarece davacının alımlarının tamamını gerçekleştirdiği … Madencilik ve Metal San. Tic. AŞ hakkında 30.07.2020 tarih ve 2020-A-3816/18 sayılı Vergi Tekniği Raporu’nun düzenlediği belirtilmiş ve söz konusu rapor gönderilmiştir.

Bu durumda, davacının katma değer vergisi iadesi istemiyle yaptığı başvuru üzerine yapılan inceleme neticesinde, mal ve hizmet alımlarının tamamını gerçekleştirdiği … Madencilik Metal San. Tic. AŞ hakkında düzenlenen 30.07.2020 tarih ve 2020-A-3816/18 sayılı Vergi Tekniği Raporu incelenerek, davacının 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi gereğince “borcum yoktur” itirazı kapsamında, dava konusu ödeme emri içeriği borçların mahsup edilmesine ilişkin alacağı bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılarak karar verilmesi gerekirken bu husus dikkate alınmadan verilen Vergi Dava Dairesi kararının kabule ilişkin kısmında isabet bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüne, temyize konu İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesinin 19.09.2019 tarih ve E:2019/1186, K:2019/2275 sayılı kararının kabule ilişkin kısmının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, oyçokluğuyla karar verildi.(*)

 



(*)            KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

 

 

Danıştay 7. Daire

Tarih : 14.12.2022

Esas No : 2019/3660

Karar No : 2022/5093

VUK Md. 10

6183 s. AATUHK Md. Mük. 35

TASFİYE OLAN ŞİRKETİN VERGİ BORCUNDAN KANUNİ TEMSİLCİNİN SORUMLULUĞU

Asıl borçlu şirketin tasfiye sürecinin tamamlanmasından sonra ticaret sicil kaydının tasfiye sonucu terkin edildiği; asıl amme borçlusu şirketin tüzel kişiliğinin son bulmuş olması halinde vergi borcunun şirketin kanuni temsilcisinden takibi mümkün ise de, öncelikle tarhiyatın kanuni temsilci adına yapılarak tebliği gerekmekte olup, davacı adına ihbarname düzenlenmeksizin doğrudan kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık görülmediği hk.

İstemin Konusu: Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 15.05.2019 tarih ve E:2019/317, K:2019/466 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Dava Konusu İstem: Tasfiye Halinde … Petrol Ürünleri Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketinin 2011, 2012, 2014 ve 2015 yıllarına ait muhtelif amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesiyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca kanuni temsilcisi sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin, 2012 yılının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizine ilişkin kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 31.12.2018 tarih ve E:2018/980, K:2018/1729 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, asıl borçlu … Petrol Ürünleri Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketinin 2012 takvim yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporuyla, ithal ettiği baz yağları taahhütlerine uygun kullanmadığı, herhangi bir işleme tabi tutmaksızın doğrudan veya basit bir karışımla yoğunluğunu değiştirmek suretiyle baz yağ olarak teslim ettiği, düzenlenen bazı satış faturalarının sahte, bazılarının ise muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğundan bahisle anılan asıl borçlu şirket adına cezalı tarhiyat yapılarak özel usulsüzlük cezası kesildiği, asıl borçlu şirketin açtığı davada, mahkemece, vergi tekniği raporunun ihbarnameyle birlikte tebliğ edilmeyerek savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verilen iptal kararının Danıştay Yedinci Dairesince onandığı ve karar düzeltme aşamasından da geçerek kesinleştiği; bu aşamada davalı idarece asıl borçlu şirket adına dönemi ve tutarı aynı yeni bir ihbarname düzenlenerek 05.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ihbarnamelere karşı dava açılmaması üzerine 25.08.2015 tarihli ödeme emrinin düzenlenerek ilanen tebliğ edildiği sonra da amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsilinin mümkün olmadığından bahisle davacı adına ödeme emri düzenlendiği; öte yandan, asıl borçlu şirketin 23.11.2012 tarih ve 8200 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan ilk ilanla tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak davacının atandığı, tasfiye sürecinin tamamlanmasından sonra 17.03.2015 tarih ve 8780 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan ve 11.03.2015 tarihinde tescil edilen aynı tarihli Genel Kurul Kararı ile şirketin ticaret sicil kaydının tasfiye sonucu terkin edildiği; asıl amme borçlusu şirketin tüzel kişiliğinin son bulmuş olması halinde vergi borcunun şirketin kanuni temsilcisinden takibi mümkün ise de, öncelikle tarhiyatın kanuni temsilci adına yapılarak tebliği gerekmekte olup, davacı adına ihbarname düzenlenmeksizin doğrudan kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Temyiz Edenin İddiaları: Asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen amme alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

Karşı Tarafın Savunması: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Karar: Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 15.05.2019 tarih ve E:2019/317, K:2019/466 sayılı kararının onanmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Yazılar
Görüntülenme Sayısı